18 Şubat 2012 Cumartesi

SAKIN KAÇIRMAYIN!

BU AY BİTMEDEN GİDİLEBİLECEK ETKİNLİKLER:


18 Şubat 2012 saat 14:00 Dede Efendi Evi /Ahırkapı
Gelenekten Geleceğe Türk Evi
Hazırlayan sunan : Prof. Dr. Cengiz ERUZUN
www.turk-ev.org.tr

23 Şubat' a kadar 
Salvador Dali Sergisi
MSGSÜ Tophane-i Amire Binası / Karaköy
www.dalisergisi.com


15 Mayıs' a kadar
Van Gogh Alive Sergisi
İstanbul Karaköy Antrepo 3
www.abdiibrahim.com

15 Şubat 2012 Çarşamba

ARMADA OTEL

Otel tasarımları ve konseptleri mimari projelerimizin yanı sıra özel ilgi alanımız olmaya başladı diyebiliriz. Kendi uygulamalarımızın yanında gezip gördüğümüz beğendiğimiz otelleri de buradan sizlerle sıklıkla paylaşacağız. Armada Otel' de bunlardan biri. Yıllar önce gittiğimiz ve otelin toplantı salonunda gerçekleşen Mimarlar Odası ödül töreninde babam Eray Parlakkaya da başarı plaketi alanlardan biriydi. Salonun tam ortasında bulunan kolonlar, tavanın basıklığı gibi etkenlerle mekanı beğenmemiştik. Geçen sene ise eşimle düğün yerimiz için mekan ararken terasının manzarasına bayılmıştık ama kapasite olarak bize küçük gelmişti. 
Geçtiğimiz hafta sonu ise Kumkapı ve Sultanahmet ' te sergi, müze vb. gezisi ve keyifli bir akşam yemeğini takiben" kim şimdi karşıya geçecek?" diye düşünüp Armada Otel' de konaklayarak kendimize İstanbul içinde -kendi şehrimizde-de tatil yapabileceğimizi ispatlamış olduk. Armada Otel' le eski hatıralara dayanan ilişkimizde yepyeni bir başlangıç oldu bu konaklama. 
Binanın cephelerinin özensiz ve tarihi dokuya uymayan tarzda olmasının aksine iç mekanın kurgusu için epeyce düşünülmüş olduğu belliydi. İç mekanda kullanılan ve bulunduğu tarihi yarımadanın özelliklerini yansıtan Osmanlı ve Türk mimarisinden esinlenen detaylar ile eminim turistlerin epeyce ilgisini çekiyordur. Misafirlerin çoğu yabancıydı zaten. Odalarda geleneksel türk motiflerinin sade şekilde kullanılması ama uygulanan farklı  detayların olmasıyla gözü yormadan geleneksel türk mimarisi yansıtılmıştı.  Banyolarda modern armatür ve vitrifiyeler ( Grohe) , duvar ve zemin malzemesi olarak mermer kullanılmıştı. Banyo kapısının sürgülü cam olması mekanın olduğundan büyük görünmesini sağlamıştı. Odanın planlaması çok başarılıydı. Yatağın odanın derinliğini görecek şekilde yerleştirilmesi, ayak ucundaki pufu, karşısındaki kanepe, pencere önünün boş bırakılması, servis tepsisi, bavulluk, buzdolabı gibi ıvır zıvırın gözden uzak bir yerlere yerleştirilmesi çok hoşumuza gitti. Aydınlatmalar oda içinde yatak başında ve ayaklı lambader ile dolaylı ışık verecek şekilde kullanılmıştı. Banyoda ise yüksek aydınlık düzeyi sağlanmıştı. Özellikle ayna etrafında benim favorim olan, aynanın dört tarafında uygulanmış olan aydınlatma detayı vardı.
Kahvaltının verildiği kapalı teras katının ise manzarası ve düzenlemesi için hiç sözümüz yok. Otelin genelinde kullanılan tarz burada da devam ediyordu. Özellikle bakır kaplarda sunulan yiyecekler, tahta kaşıklar, güğümler ince detaylardı. Açıkbüfenin çeşitliliği diğer otellere göre farklıydı. Bol peynir, zeytin, reçel, omlet çeşitlerinin yanısıra kuruyemiş, incir, üzüm, kuru dut, keçiboynuzu, kayısı, kuru domates, kişniş, çöreotu gibi bizim kültürümüze ait yiyecekler de bulunuyordu. Biz ve bazı turistler afiyetle yedik ama bazı yabancıların yadırgayabileceğini düşündük. Tam bu sırada yan masadaki Fransız turistin bir çorba kasesi pekmezi -pek de ne olduğunu bilmeden- alıp kaşıklaması ve tabağına baharatları sıralaması ile haklı olduğumuzu anladık. Bu arada fotoğraf çekmeyi unuttuğumuz için otelin internet sitesinden aldığım görselleri sizlerle paylaşıyorum. Türkiye' de turist gibi yaşayabileceğiniz, Sultanahmet, Kumkapı, Ahırkapı gibi semtlerde eski mahalle kültürünü gözlemleyip bol bol fotoğraf çekebileceğiniz, kendi kültürünüzü yakından tanıyıp güzel manzara görebileceğiniz sonra da konforlu odalarda konaklayabileceğiniz hoş bir ortam sunuyor size Armada Otel.



14 Şubat 2012 Salı

BİZDEN SEVGİLİLER GÜNÜ ÖNERİLERİ

Sevgililer Günü için sevdiğinize ve kendinize alıp evinizde kullanabileceğiniz dekorasyon objelerinden 1-2 örnek seçtik.





13 Şubat 2012 Pazartesi

YENİ MALZEMELER, YENİ DOKULAR


Taşmarket tarafından üç boyutlu işleme teknikleri kullanılarak üretilen Arton Stone serisi ürünler, doğal taşa yeni bir derinlik katıyorSanatsal bir bakış açısıyla ve özenle tasarlanan ArtOnStone serisi ürünleri, doğal taş işleme teknikleri ile birleşerek eşsiz mimarlık ürünlerine dönüşüyor. 
Ardışık uyumlu desenlere sahip olan ArtOnStone serisi, standart yapıda ürünlere ve proje taleplerine uygun olarak değişik renk ve dokularda tasarlanabilen ürünlere sahip. ArtOnStone serisi, iç ve dış mekânlarda, zeminde ve cephede kullanım için ideal.Cephe ve zemin plak taşları 30x60, 60x60,  60x120 cm standart ürün ölçülerinde, bordürler ise 2x9x60, 2x14x60 cm boyutlarında veya proje ölçülerine özel üretilebiliyor.








Dekoratif, modern ve doğal görünümlü, saten dokulu, çimento esaslı yüzey kaplama sistemleri olan Pandomo duvar ve zemin uygulama ürünleri, üstün nitelikli karakteristiği ile 2002 Almanya Domotex Yapı Fuarı’nda “Yüksek Kaliteli Mimari Ürünler” dalında“Yenilikçi ve Yaratıcı Dekoratif Yüzey Kaplaması Ödülü”nü kazandı.Ev, ofis, kafe, restoran, kültür merkezi, mağaza ve benzeri mekanlarda; yaratıcılık ve estetiğin öne çıkarıldığı prestijli projelerde Pandomo ürünleri sınırsız tasarım imkanı sunuyor. Kişiye ve zevke özel renk seçenekleri, gölge, çizgi ve benzer değiştirici etkiler zemini ve duvarları canlandırarak mekanı güzelleştiriyor ve her mekana kendine has benzersiz bir hava veriyor. Pandomo, eski ve bilinen yüzey kaplamalarından tamamen farklı ve yeni yapısıyla, içinde sonsuzluk hissi barındırıyor. Panomo ürünleri, ek yeri olmadan uygulanarak kullanıcılarının mükemmel saflıkta zeminler oluşturmasına olanak tanıyor.PANDOMO® Floor, stil, eşsiz olma ve dayanıklılık konularında en yüksek beklentileri dahi yerine getiriyor. Dikişsiz ve derzsiz zemin alanları, bir yandan cömert diğer yandan da çok rafine tarzda seçkin bir hava yaratıyor. Çimento bazlı ve modern endüstriyel görünüm, sadece kamuya açık alanlarda değil, gittikçe artarak evlerde de asil ve net bir ortam sunuyor.




Dünyaca ünlü duvar kağıdı markası Design ID'nin yeni koleksiyonu 'Fashion Studio', farklı renkleri ve zengin desen çeşitleri yaşam alanlarını görsel bir şölene dönüştürüyor. 
Günümüz yaşantısının modern zevklerine göre tasarlanmış 'Fashion Studio' koleksiyonu modayı duvarlarına taşımak isteyenler için ideal. Modern, klasik ve retro gibi farklı konseptlere uygun birçok seçeneği içerisinde barındıran 'Fashion Studio' zengin renk ve desen kompozisyonları ile yaşam alanlarınıza dinamizm ve enerji katıyor. 
Heyecan verici ve yepyeni mekanlar elde etmek isteyenler için Türkiye'ye özel olarak oluşturulan koleksiyonda, taş ve ahşap doku efektlerini taşıyan desenler başta olmak üzere, pop art motiflerinden, mevsimlerin renklerini yansıtan ağaç desenlerine kadar birçok desen mevcut. 
Güneş ışığına dayanıklı ve silinebilme özelliğine sahip 'Fashion Studio' evlerden kafe ve restoranlara, otellerden dinamik işyerlerine kadar tüm yaşam alanları için uygun seçeneklere sahip.    


10 Şubat 2012 Cuma

YORUMSUZ

Kardeşimin internetten bulduğu bu kare Bill Gates' in evine aitmiş.
Bir süre öylece bakakaldım...Sonra hemen sizlerle paylaşayım dedim.

AH İSTANBUL AHHH


İstanbul demek boğaz demek, bunu bilir bunu söylerim. Ne çarpık yapılaşması, ne trafiği, ne 20 milyona yaklaşan akıl almaz nüfusunu düşünmezsiniz güzelim boğaz manzarasına dalınca.Yazı ayrı güzel, kışı ayrı güzeldir şehrimin.
Dün erken saatlerde işle başlayan ve sonrasında kaçamakla son bulan bir gündü benim için. Sabah 7 buçukta İstinye' deki randevumdan sonra, öğlen 12' de İstanbul Sapphire de kısa bir gezinti ve sonra ver elini Kanlıca. Güzel yemek, güzel manzara ve sevgi eşliğinde hoşça saatler geçirdim. Bu şehirde ne çok kültür, ne çok güzellik var diye düşündüm. Her semti ayrı bir şehir hatta ülke gibi. 
İstinye' de şehirli görünümlü ama doğaya yakın yaşamak isteyen villa grupları vardı. Tepeye konumlanmış 3 katlı büyükçe bahçeli evler, son dönem yapı malzemeleriyle ustalıkla şekillendirilmişti. 
Levent' te teknolojinin nimetlerinden yararlanan katlı katlı gökdelenler, birbirleriyle yarışıyor gibiydi. Bu büyüleyici şehre en tepeden kim bakacak diye. Metro istasyonunda da bir koşturmaca, bir kalabalık ki sormayın.
Kanlıca ise apayrı bir dünya. Küçücük iskelesi, asırlık ağaçları, 2-3 katlı ahşap evleri, dar sokakları, kedileri, köpekleri, balıkçıları. Sanki 50 sene önce zaman durmuş gibiydi. 
Şimdi ne yapsak ta bu küçük mahallelerdeki sıcaklığı, estetiği elde etmekte zorlanıyoruz. Teknoloji ve inşaat malzemeleri geliştikçe ve yenilendikçe bizim eskiye özlemimiz artıyor sanki. İstanbul Boğazı' nın benzerini yeni site projelerinde yapmaya çalışıyorlar. Şehir merkezindeki yüksek katlı bina projelerde kış bahçeleri, teras bahçeleri uygulanıyor. Osmanlı ve Türk motifleri plazalardaki ofis ve evlerde kullanılmaya çabalanıyor. Yine de bu koca şehir hepimizin; mimarların ve müşterilerin isteklerine cevap veriyor. Bütün uygulananları kaynaştırıyor, her zevke ve bütçeye uygun yaşamlar ortaya çıkartıyor.
Ah İstanbul ah, senin bu çeşitliliğin yok mu? 
Bizi bizden alan o işte...  






9 Şubat 2012 Perşembe

SAPPHIRE - SAFİR




























Türkiye ve Avrupa' nın en yüksek binası olan Sapphire İstanbul' a bugün nihayet gitme şansım oldu. Geçen ay Viyana' da MAK sanat galerisinde Mimari Fotoğraflar sergisinde Sapphire' in fotoğraflarını görmüştük. Ve o zaman artık görmeliyim diye düşünmüştüm. Tabii ki bugün hava çok karlı ve dolayısıyla görüş mesafesi az olduğu için seyir terası kapalıydı. Karlı ve açık bir hava olsaydı manzara eminim şahane olacaktı ama neyse artık. Ben de rahat rahat yapının içini dolaştım. Mimarisinden bahsetmek gerekirse; 261 m yüksekliği ve Tabanlıoğlu Mimarlık gibi köklü, tanınmış bir ofis tarafından yapılmış olması kuşkusuz en önemli özelliği. Statik projesi de bu alanda artık bir duayen olan Balkar Mühendislik tarafından hazırlanmış. Yapı içinde rezidanslar, alışveriş merkezi ve Türkiye' nin ilk yerleşik balmumu müzesini bulunduruyor.  


Kat planları www.archdaily.com adresinden alınmıştır.

Not : Ayrıca şu yazımda bahsettiğim Anikya İznik Çini firmasının bir şubesi de Sapphire ' de bulunuyor.

6 Şubat 2012 Pazartesi

BİR SERGİ- VİTRA MUTLULUK FABRİKALARI

Başlangıç Tarihi: 07 Şubat 2012
Bitiş Tarihi: 17 Mart 2012
Yer: Galeri Işık Teşvikiye, Nişantaşı, İstanbul
Organizasyon:Vitra ve Türk Serbest Mimarlar Derneği işbirliğinde
Diğer Bilgiler - adres : Galeri Işık Teşvikiye Teşvikiye Cad. No: 152 Nişantaşı, İstanbul



VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen “VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi”nin ilk sergisi Mutluluk Fabrikaları, Saitali Köknar’ın küratörlüğü ve Pelin Derviş’in koordinatörlüğüyle, 7 Şubat’ta Galeri Işık Teşvikiye’de açılıyor. 
Ticari yapılar üzerine düzenlenen ve 17 Mart’a kadar görülebilecek sergi , başta alışveriş merkezleri ve ofis binaları olmak üzere, her gün milyonlarca insanın saatlerini geçirdiği ticari yapılardaki gündelik hayatı ve son 10 yıldaki dönüşümü ele alıyor.



Ticari binaları değil, ticari yapıları konu alan sergi kapsamında, 14 mimari ekibin araştırma ve yorumları, mekana yerleştirilen mobil kutuların içinde sergileniyor. İstanbul’un en hareketli semtlerinden Nişantaşı’nın merkezinde yer alan Galeri Işık, sokakla bütünleşen yapısıyla kaldırımda yürürken de serginin izlenmesine olanak tanıyor. 2000 yılından bu yana üretilmiş ticari yapılardan oluşan bir seçkiye yer veren kitap ise sergiyle eşzamanlı olarak yayımlanıyor.


4 Şubat 2012 Cumartesi

ESKİMO EVLERİNDE UYANMAK

Kara kış gelip kar da yağınca algıda seçicilik olsa gerek, kış mekanları ve aksesuarları dikkatimi çekmeye başladı. Ve sizlerle paylaşmadan duramıyorum. 
İnternette gezinirken rastladığım bu otel de tam bir kış tatili mekanı. Otel dediysem bildiğimiz otellere benzediğini düşünmeyin.Yer Finlandiya' da , otel ise Eskimo Evlerinden oluşuyor. Bu cam evlerde uyurken yıldızları ve kuzey ışıklarının aydınlattığı berrak gökyüzünü seyredebiliyorsunuz. Kullanılan termal cam iç mekanı sıcak tutuyor, aynı zamanda dışarıda sıcaklık -30 dereceye düştüğünde bile dışarıyı net olarak görmenizi sağlıyor.
Şu büyüleyici ortama bakar mısınız? Daha fazla bilgi isteyenler buraya .




KIŞ = ÖRGÜ MEVSİMİ

Kışın en zevkli hobilerden biri kuşkusuz örgü örmektir diye düşünüyorum. Meraklıları bilirler, farklı modeller araştırırsınız, başladınızmı bitirmeden aklınızı başka işe veremezsiniz. Ben bile özellikle lise- üniversite yaıllarında ciddi mesai harcadığımı ve bayağı da  iş çıkardığımı hatırlıyorum.  
Zaten kendimi bildim bileli anneannemin, babaannemin ve annemin örgü konusundaki marifetleri meşhurdur. Hala annem için kış demek renkli yünlerle ve çeşitli şişlerle geçen akşamlar demektir. O kadar zevkle yoğunlaşarak örüyor  ve ortaya harika işler çıkartıyor ki...
Bu örgü işine siz de meraklıysanız kış geçmeden aşağıdaki fikirlerden yararlanın derim.  Hem çok orjinal hem de sıcacık tutacak tasarımlarla evlerinizi farklılaştırabilirsiniz.

Bu sandalye döşemesi biraz iddialı bir üretim. Örebilen lütfen beni haberdar etsin !

Fotoğraftaki örtünün çok benzeri hem babaannem hem de anneannem tarafından yapılmıştı, 
severek kullanıyorum.

Bu yastık kolay gözüküyor, tam örebileceğim cinsten...

Puf kılıfı da yastıktan sonraki hedefim olsun :) Yapınca mutlaka paylaşacağım.

2 Şubat 2012 Perşembe

NİCE MUTLU YILLARA SEÇOMUZ

  
Doğum günü pastamız - PELİT' e teşekkürler, yine bizi yanıltmadı.


Soframız- Menü annemle benim ortak çalışmamız. Dolması yine muhteşemdi, kabak salatasına doyamadım, Benim barbunyam ve makarna salatam da gayet başarılıydı, tevazuya gerek yok :)


Veee gecenin assolisti  içli köfte-Anneciğimin maharetli ellerinden çıktı ve hepimizi mest etti. 





LAVANDA BUTİK OTEL

Bu soğuk ve karlı havada eğer İstanbul' da yaşıyorsanız haftasonu tatili için gidebileceğiniz bir butik otel önermek istiyorum.Lavanda Butik Otel. Şile yolu üzerinde, Ulupelit köyünde bulunan bu mekan gerek Akdeniz mutfağından oluşan menüsü, gerek odaların dekorasyonu, gerekse büyük bahçesi ve içinde bulunduğu doğayla size huzurlu ve kaliteli bir tatil vadediyor.
İçinde bir de spa merkezi de olan mekan, hem kış hem de yaz kaçamakları için ideal bir ortam sunuyor. Odaları Manolya, Sığla, Erguvan, Ardıç, Servi, Ladin, Sedir, Meşe ve Kayın olarak isimlendirmişler. Fransız Country stilinde düzenlenmiş odalarda her detay incelikle düşünülmüş.Başucu kitabınız, dantel örtüler, taze çiçekler..

Kaldığımız "Sedir" oda

Aynı zamanda dostlarımız olan bir aileye ait bu işletmeye ilk olarak yaklaşık 1 sene önce gittik ve  kısa tatilde spasından, havuzundan ve yemeklerinden fazlasıyla memnun kaldık. Fiyatlar ise bu kalite ve hizmetin karşılığında makul diyebileceğimiz düzeyde. 

Lobi bölümü


Otelin keyfini çıkarmanın yanında yakında bulunan doğa sporları kulübünde de hiking, trekking, Atv, paintball aktivitelerine de katılabilirsiniz. Biz ormanda bisikletle gezmeyi tercih etmiştik. Ama yolun engebeli olması ve uzun süre bisiklete binmemiş olmamdan dolayı benim için bir hayli zorlu bir deneyim olmuştu.





1 Şubat 2012 Çarşamba

EVLERE KIRMIZI YAKIŞIYOR


Renkleri, desenleri, dokuları projelerimizde kullanmayı seviyoruz. Kırmızıyı da iç mekan tasarımlarında az,ölçülü ve yerinde kullanmak şartıyla tercih ediyorum. Fotoğraf -özellikle şu karlı günlerde-evimizde içimi ısıtan köşelerden birinden.

Konsol : Zen tarzı - tasarım,uygulama: Menekşe Tasarım
Duvar kağıdı : Persan
Abajur-parfüm şişesi : Paşabahçe( son dönem tasarımlarına bayılıyorum. Türk kültürünü yansıtan çok başarılı işler yapıyorlar)
Resim çerçevesi : İkea