21 Kasım 2014 Cuma

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ ÖZENDİRME YARIŞMASI 2013 SONUÇLARI

“Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nın 2013 yılı sonuçları belirlenmiştir. TKB Danışma Kurulunun jüri olarak görev yaptığı yarışma ile ilgili toplantıda, Ödül Yönetmeliği uyarınca katılımlar değerlendirilmiştir.

 “Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme 2013 Yarışması”  na proje kategorisinde Kemaliye Belediyesi, Parlakkaya Mimarlık  tarafından hazırlanan;   “ Kemaliye Tarihi Çarşı (Buğday Meydanı ile Hacı Ali Akın Caddesi, Mustafa Özgül Sokak  ve Buğday Meydanı) Sokak Sağlıklaştırması “ konusu ile katılmıştır.

TKB Encümeni’nin incelemeleri sonucunda, üye belediyelerin kültürel miras ile tarihi kent dokularını koruma-yaşatma amaçlı toplam 50 proje ve uygulamayla aday olmuştur.

“Proje Ödülleri”ne ESKİŞEHİR, KADİRLİ, KEMALİYE, KONAK, TEKİRDAĞ, YÜREĞİR belediyeleri layık görülmüştür

Yarışma ile belediyeler ve mimarlar duyarlılıkları, kültürel değerlerinin korunup yaşatılması konusundaki uğraşları ve bu anlamda yarattıkları, yaratacakları bilinçten dolayı takdir ve teşvik edilmektedir.

Ödüller, 14 Kasım 2014 tarihinde Antalya’da yapılan YAPEX Yapı Malzemeleri , İnşaat Teknolojileri, Yapı Yenileme ve Restorasyon Fuarında, yarışmaya katılan bütün projelerin yer aldığı sergi ve ödül töreniyle sahiplerine sunulmuştur.


Kemaliye-Tarihi çarşı projesi 2013 yılı ödülü ve gerekçeli kararı özetle şöyledir:

Kemaliye Belediyesi
Tarihi Çarşı Sağlıklaştırma Projesi

Kemaliye kent merkezinde, geçmişten bu yana ticari bir odak olarak işlev görmüş, Buğday Meydanı, Hacı Ali Akın Caddesi, Mustafa Özgül Sokak ve Buğday Meydanı Sokak bölgesinin sağlıklaştırma projesidir. Tarihi çarşı bölgesi bütüncül bir şekilde ele alınarak tarihi doku ile uyumsuz ve yıpranmış durumdaki dükkân sıralarının yeniden tasarlanması ve inşası önerilmiştir. Kullanılmayan dükkânlar geleneksel ticari faaliyetlere uygun olarak işlevlendirilecek, uygulanacak tasarım çözümleriyle bir çekim noktası olarak düzenlenecek Buğday Meydanı’nın kamusal niteliği artırılacaktır. Proje alanında yapılacak müdahalelerin kente canlılık kazandırması öngörülmektedir.


















11 Eylül 2014 Perşembe

HOME OFFİCE DEKORASYONU NASIL OLMALI?


Home ofis nasıl dekore edilmeli?
Çalışma amaçlı kullanacağınız mekanı klasik ofis ortamına uygun olarak düzenlemeniz işinize konsantre olmanızı sağlar. Ev ortamının rahatlığından uzak ama aynı zamanda konforlu ve sempatik bir mekan dikkatinizi işinize vermenizi kolaylaştıracak, dolayısıyla verimliliğinizi arttıracaktır. Misafirlerinizi home ofisinizde kabul edeceğiniz durumları göz önünde bulundurarak olabildiğince rahat, düzenli ve rafine bir ortam oluşturmanız avantajınıza olacaktır. Öncelikle meslek alanınıza ve vermek istediğiniz imaja uygun olarak dekorasyon tarzınızı belirlemeli, devamında bu tarza uygun malzemeler ve mobilyalar seçerek ortamınızı tasarlamalısınız. Örneğin bir avukat veya muhasebe sorumlusu ciddiyeti vurgulayacak koyu renklere ağırlık verirken, grafik tasarımcı yaratıcılığını öne çıkaran canlı renk ve dokulara, bir terapist ise dingin ve huzurlu bir ortam yaratacak pastel renklere yönelebilir.
Dekore edilirken nelere dikkat edilmeli?
Dekorasyonda öncelikle işiniz için gerekli bütün teknolojik alt yapıyı sağlamanız yerinde olur. Elektrik tesisatının, internet, telefon ve bilgisayar sistemi alt yapılarının, aydınlatma için gerekli donatıların düşündüğünüz yerleşime uygun şekilde hazırlanması gerekir. İleride ilave edilebilecek cihazlar için bolca yedek priz kullanmalısınız. Elektronik cihazlar radyatörlerden ve direkt güneş ışığından uzakta olmalıdır.
Çalışmak için ferah ve aydınlık bir ortam en idealidir.
Masanız mümkünse pencere yakınında, tercihen soldan iyi ışık alan bölgede, ekranınız doğrudan güneş ışığını almayacak şekilde konumlanmalıdır. Gece kullanımı için ortamı mümkün olduğunca günışığına yakın özellikte direkt ve indirekt aydınlatma elemanlarıyla zenginleştirebilirsiniz. Sandalye ve masanızda önceliğiniz şıklık yerine ergonomi olmalıdır.75 cm yüksekliğinde bir masa bilgisayar kullanımı ve yazı yazmak için uygundur. Tıpkı ofislerde kullanıldığı gibi profesyonel, ayarlanabilir, beli ve sırtı destekleyen çalışma sandalyeleri seçerseniz uzun vadede yorgunluk hissetmenizi önleyebilirsiniz.
Duvar renklerinin açık renklerde seçilmesi gözü yormayacaktır. Sadelikten çok hoşlanmıyorsanız mobilya ve aksesuarlarda desenli ve renkli tasarımlara yönelebilirsiniz. Depolama ünitelerini kitap ve dosya sayınıza uygun büyüklükte tasarlamanız, dolapların kapaklı olması dağınık bir görüntüyü önleyecektir. Cam masalar ve koyu renk mobilyalar kolay toz tutarlar. Mobilyalarda kullanacağınız malzemenin açık renk, kolay temizlenen, pütürsüz, düzgün yüzeyli, çizilmeyen bir malzeme olmasına dikkat ederseniz temizlik işiniz kolaylaşacaktır.



Evin hangi odası ofise dönüştürmek doğru olur?
Evde salon ya da oturma odası bölümü home ofis için kullanılan en yaygın alanlardır. Ayrıca genellikle eve girişteki odalar oldukları için ziyaretçilerin evin diğer odalarını görmeden size ulaşmasına olanak sağlamış olursunuz.
Seçtiğiniz odanın çalışma alanı ( çalışma masası, yazıcı, faks vb.), depolama ( kitaplık, evrak dolapları, büro malzemeleri) ve oturma fonksiyonlarına cevap verecek büyüklükte olması rahat çalışmanızı sağlayacaktır.
Ofis olarak kullanılan odanın, evin diğer bölümlerinden, özellikle yatak odası ve mutfaktan uzakta konumlanması işinize odaklanmanızı kolaylaştırır. Evde yaşayan başkaları varsa yoğun olarak kullanılan bu mekanlardan çalışma odanıza gelebilecek koku ve sese karşı kendinizi korumuş olursunuz. Ofisiniz aynı zamanda iyi havalanabilen ve ışık alabilen bir yer olmalı. Eğer ayırabileceğiniz bir odanız yoksa veya stüdyo tipi dairede yaşıyorsanız ofis alanınızı uyuma ve yaşama mekanınızdan bir paravan, perde ya da bölücü duvar ile ayırarak özelleştirebilirsiniz.
Çalışanın motive olması için ne gibi dekorasyon detaylarını öne çıkartmak gerekir?
Keyifli ve konforlu bir ortam yaratmak için yeşillikler ve bitkilerden, duvarlara asacağınız doğa fotoğraflarından, özel ilgi alanınızla ilgili aksesuarlardan ( film afişleri, müzik aletleri, seramik objeler, akvaryum) faydalanabilirsiniz. Sevdiğiniz, sizi motive eden ve tarzınızı yansıtan biblo, aksesuarlar yerleştirilebilir. Mantar pano, duvar saati, takvim gibi detaylar iş alanınızı kişiselleştirecektir. Ancak bunlar kalabalık bir görüntüye neden olmayacak sayıda olmalıdır. Aksi taktirde dikkat dağınıklığına, uyku haline ve dalgınlığa yol açabilir. Masanıza yakın dolaplar, çekmeler ve raflar evrak ararken zaman kaybı yaşamanızı önler.


( Yazı Mediazine dergisi Eylül sayısı için hazırlanmıştır.)

24 Mart 2014 Pazartesi

BUTİK OTEL - İÇ MİMARİ PROJESİ





8 Ocak 2014 Çarşamba

BRÜKSEL, BRUGGE, AMSTERDAM

Üniversite de okurken mobilya tasarımı hocamız " Gözünüz hep açık olsun.İzlediğiniz filmlerde bile mekana, mobilyalara, ışığa mutlaka bakın, hatta hoşunuza giden detayları not alın." derdi. Yıllardır gittiğim mekanlarda, izlediğim gösterilerde, televizyon programlarında bu sözü aklımdan çıkarmamaya çalışırım. 
Brüksel - Brugge - Amsterdam rotasını takip ettiğimiz son seyahatimizde de bu şehirlerin mimari dokusunu, vitrinlerini, heykellerini, şehir planlamasıyla ilgili detayları inceleyip durduk.   Dolayısıyla bizim tatil de bu anlamda bol bol mimari fotoğraf çekerek geçti diyebilirim.
Zaten işini severek yapan bir mimarın serbest zamanlarında kendini mesleğinden soyutlayabilmesi ne kadar mümkündür bilmem. İşiyle hayatı o kadar iç içedir ki ister istemez gördüğü mimari yapıları, dokuları, hafızasına yada makinasına kaydeder. Benim de not defterim, fotoğraf makinam hep iş başındadır. Zaten bence bir mimarın tasarımındaki çıkış noktaları öncelikle yaratıcılığı ve eğitimi, sonra da gözlem yeteneğidir. Etrafı incelemek, iyi yada kötü örnekleri görmek mutlaka bizi olumlu yönde etkileyecektir.

 Brüksel' de modern cephe tasarımıyla bir son dönem yapısı.


Brugge' da restorasyon aşamasındaki tarihi ev. 

 Brugge- rastgele yerleştirilmiş gibi duran çıkmaların ve 
farklı malzemelerin oluşturduğu ahenk.


Amsterdam - Bitişik nizam yapıların uyumuna ve 
bu uyum bozulmadan günümüze kadar ulaşabilmesine hayret etmemek mümkün değil.

Brüksel - küçük ama hala fonksiyonel.
Ev, sokak, kaldırım ilişkisi yıllardır bozulmamış.
Bizde olsa kapı eşiği çoktan asfalt yolun hizasının altında kalmıştı.(İstanbul' daki tarihi sokak çeşmelerinin ne kadar çukurda kaldığına hiç dikkat ettiniz mi?)