5 Eylül 2007 Çarşamba

Kanuni' nin oğlu " Cihangir "

Cihangir semtini duydunuz mu? Peki yakın zamanda gittiniz mi? İstanbul' un gerçekten görülesi yerlerinden biri... Bizim ailenin geçmişe ait anılarında çok yeri vardır bu semtin. Annem burada doğduğu evi anlatırken gözleri dolar ( bakınız : yandaki fotoğraf ), yıllar geçmiş olsa da o daracık sokaklarda yaptığı gezintileri hasretle hatırlar. Ananem eski komşularını dilinden düşürmez, "kutu gibi evde çoluk çocuk nasıl da yaşamışız" diye söylenir.
Geçen hafta uzun zamandır gitmediğimiz Cihangir' e gittik. Anılar yine canlandı. Tabii 50 yıl öncesinin Cihangir' iyle şu anki çok farklı. Eskinin mütevazi semti şimdi bohem havaya bürünmüş. Şık cafeler, antikacılar açılmış; kiralar artmış, satılık ev kalmamış. Eski sakinler neredeyse misafir konumuna geçmiş, sonradan gelişen sosyal hayatı merakla seyrediyorlar. Turistler daracık sokaklarda geziyor, kenar köşeyi keşfetmeye çalışıyor. Eski evlerin kapı önlerinde, camlarında hala bakımlı,sarışın,zarif teyzeler var. Esnaf mutlu ve kibar.Orta yaşlıları daha atik; yeni çağa uyum sağlamış. Eski topraklar ise sakin sakin işlerini yürütüyorlar.
50 yıl önceki durumu bilemiyorum ama ben semtin şu anki haline bayılıyorum. Arada bir gidip projelerimde kullanmak üzere aksesuarlar seçmek, eski binaları incelemek, yeni tasarımlarla karşılaşmak hoşuma gidiyor. Devamlı kaldığınızda dar sokaklar, yüksek kiralar, otopark sorunu sıkıntı verebilir. Ama yine de Taksim' e yakın olmanın avantajını yaşayabilirsiniz, Fransız tarzındaki cafelerde yemek molası verebilirsiniz, meşhur Çınar Altı Kahvesi' nde çayınızı içip entellektüel sohbetlere kulak kabartabilirsiniz. Ünlü sanatçılardan 1-2 simaya rastlarsanız da cabası...

Hiç yorum yok: